Ankara’ya bir de böyle bakalım

Ankara diyince Ankara’nın ötesini de görmek ve göstermek gerekiyor. Çünkü Başkent’in binlerce senelik bir geçmişi var.

Ankara’da yaşamak bir anlamda Ankara’yı bilmeyi de gerektirir. Ankara’yı benimsemiş, Ankara ile özdeşlemiş olan anadolugazete.com.tr ekibi, Ankara’nın tarihimizdeki önemini, yerini, kültürünü, ticaretini, mimarisini, musikisini, siyasetini, yaşayışını, geleneğini, hikâyesini, tabii güzelliklerini ve daha fazlasını araştırıp keşfederek okurlarımıza sunmak, bilhassa yeni nesilleri bilgilendirmek suretiyle yoğun bir gayretin içerisindeyiz. Bunun karşılığını da değerli okurlarımızdan fazlasıyla alıyoruz. Bu da yaptığımız işin değerli ve doğru bulunduğunu gösteriyor.

Elbette daha fazlasını da yapacağız. Ankara denince aklınıza gelebilecek bilgileri, haberleri, makale dizilerini, araştırmaları, röportajları anadolugazete.com.tr’de bulmaya devam edeceksiniz.

Ankara’yı anlatmak, şehrin ruhunu yansıtmak harbiden basit bir iş değil. Şehir gazeteciliği yapmak, şehrin özünü, sözünü, vizyonunu ortaya koymayı fa gerektiriyor. Milletten taraf olarak yönünü Türkiye’ye çevirip bunu yapmak oldukça kıymetli!

***

Cumhuriyet’ten ilkin Ankara ili neredeyse Anadolu’nun beşte birini kapsıyordu. Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir, Ankara’ya bağlı sancaklardandı. Hatta Eskişehir’in Sivrihisar ilçesi de Ankara’ya bağlı sancaklardan biriydi. Dolayısıyla Ankara dediğimizde oldukça geniş bir coğrafyadan bahsediyoruz. Öyle ki Ankara dediğimiz havzaya dönerek baktığımızda buradan Çorum, Yozgat, Kırıkkale, Kayseri ve Kırşehir gibi yeni illerin çıktığını görüyoruz.

Eski Ankara denince aklımıza şehrin manevi önderi Hacı Bayram-ı Veli, O’nun müridi olan Akşemseddin geliyor. Taceddin Dergâhı, Ankara kalesi derken şehrin ticareti, kültürü, zamanı de gözden kaçmamalı.

Geçmişte tiftik keçisi ve onun yünlerinin Ankara ticaretinde mühim yeri vardı fakat şimdi keçilerin maketleri kaldı parklarda… Öyle ki 19. yüzyılda İngilizler, tiftik keçisini Güney Afrika’da yetiştirmeye başladı ve biz de şimdi parklarda bunun heykellerine bakarak avunuyoruz.

Öte taraftan Ankara’nın Roma döneminde oldukça mühim bir kent bulunduğunu biliyoruz. Bunun en hoş örneklerinden biri Ulus’taki Roma Hamamı. Bir öteki ise Hacı Bayram’a komşu olan Augustus Tapınağı. Bu yapıt tamamiyle mermerden inşa edilmiş ihtişamlı bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Bunlardan yola çıkarak Roma’nın Ankara’yı mühim bir merkez seçtiğini anlatım edebiliriz.

Şehirler meydanları, camileri, tecim merkezleri ile de ehemmiyet arz eder. Eski Ankara’nın en büyük camisi olan Arslanhane Camii’ni Ahi reislerinden olan Ahi Şerafeddin yaptırmıştır. Bu da mühim bir ayrıntıdır aslında. Eskiden genelde padişahlar cami yaptırırdı.

Ankara’nın Hitit ve Frig geçmişi de çokça tartışıldı. Frigya’ya dair elimizde somut bir misal var aslında. Frigya’nın merkezi bugün Ankara sınırları içerisinde olan Gordiyon’dur. Ankara yalnızca bunlarla sınırı olan değil elbette. M.Ö. Ankara sakinleri içerisinde Lidyalıların da olduğu rivayet edilir.

Mesela; Makedonyalı Büyük İskender’in o büyük seferinde Ankara’yı üs edinmiş olduğu de bilinir. Ankara’nın tarihinde Trakya’dan getirilen Galat kabilelerinin de görevi büyüktür. Galatlar, Roma-Pontus mücadelesinde Roma’nın yanısıra yer alıp Ankara’nın Pontus hâkimiyetine girmesine müsaade etmemiştir.

Tabii Ankara’nın bir de ünlü ‘Akköprü’sü vardır. Metro durağında çokça adını duyarız ya da mühim bir avmsinin bulunduğu bir semt olarak biliriz. Oranın adı de ilginçtir. Ak her ne kadar bir renk olsa da bunun yanı sıra bir yönü de anlatım eder. Ak, bir anlamda ‘batı’dır. Akköprü de son yüz yıla kadar Ankara’nın uzak batısıdır. Öyle ki “Şehre gelen kervanlar son molayı burada verir, şehirden uğurlanacaklar da buradan uğurlanırdı…” (Mehmet Doğan)

Bugün 6 milyonu geçen Ankara nüfusu, 1830’da meydana getirilen ilk nüfusu sayımına göre 23 bindir.

Ankara’nın ruhunda ahilik vardır. Ahilik mühim bir meslek birliğidir. İşçi ve patron arasındaki köprü vazifesini gören mühim bir müesseseydi. Ahilik, terbiye temelli bir kardeşleşme teşkilatıdır. Eskiden Ankara’nın sancağı olan Kırşehir, günümüzde Anadolu Ahiliğinin Kurucusu Nasırüddin Mahmud’un yani Ahi Evren’in kabrine ev sahipliği yapmaktadır.

Ankara anlatmakla bitmeyecek kadar köklü bir geçmişe haiz mühim şehirlerimizdendir. Başkent olmasının arka planında kuşkusuz oldukça değerli bir başarı hikâyesi vardır.

Gördüğümüz ve bildiğimiz Ankara’nın birikimini, camilerini, hanlarını, kalesini, türbelerini, kültürünü, ticaretini, önderlerini, bedestenlerini, hikâyelerini, seğmenlerini, kedisini, keçisini, siyasetini, tarihini özetle her şeyini anadolugazete.com.tr farkıyla aktarmaya inşallah devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

beylikdüzü escort