Fenerbahçe’nin farklı zaferi sonrası yıldız futbolcuya büyük övgü! ‘Her rakibin kabusu’

İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig’in 7’nci haftasında Rizespor’u 5-0’lık skorla devirdi. Sarı-lacivertliler bu sonucun sonrasında zirveyi tekrar devraldı. Fenerbahçe’nin galibiyetini spor yazarları kaleme aldı.

Usta kalem, Fenerbahçe’nin sürem başlangıcında ekibine katmış olduğu deneyimli futbolcuyla alakalı dikkat çeken bir yorumda bulundu.

İşte Fenerbahçe – Rizespor maçının sonrasında meydana getirilen değerlendirmeler…

HARİKASINIZ BEYLER!.. / ERCAN GÜVEN

Harikaydılar gerçekten!.. Sadece sahadaki alan ve dönemin tek sahibi, oyunun emsalsiz hakimi, tempo, baskı ve akıl üreten, adeta tek kale oynayan Fenerbahçeli futbolcular değil, 5-0 kaybetmelerine rağmen direnmeye çalışan, en azından Başakşehir kadar kolay teslim olmayan Rizesporlular da harikaydı.
Futbol, duygularına hakim olamayıp luktan ağlamış olmalı Kadıköy’de!Harikaların istisnası, hakemler ve VAR odası.

Fenerbahçe’nin yengi serisinden, değişik skorundan bağımsız, anlatır mısınız ne yapmak istiyor bu hakem takımı?
Hayır… “Fenerbahçe’nin 3 penaltısını göz göre göre yediler” demiyorum. Lakin, ortada somut bir vaziyet var:
39. dakikada Fred asist yaptı, Dzeko Fenerbahçe’nin ikinci golünü attı. Olaya VAR el koydu. Taa pozisyonun başında, Fenerbahçe yarı alanında Osayi’nin topu kazanırken elle teması ortaya çıktı. Gol iptal edildi. Sabah kahvaltısında hakeme sinkaflı laf etmiş duyumu gelseydi Osayi kırmızı kart bile görebilirdi yani!

İyi… Ama iki dakika ilkin Syzmanski Rizespor ceza alanında sırtına yediği omuzla pozisyondan düşerken VAR neredeydi? En azından seyrettirmesi gerekmez miydi hakeme? İkinci yarıda Fred’e meydana getirilen hamlenin, ceza alanında Rizesporluların eline dokunan topun, Tadic’i yere seren çelmenin muhtemel penaltı olarak biri bile denetim gerektirmez miydi?
Fenerbahçe iyi mi olsa atıyor boş ver penaltıyı mı diyorlar nedir? Ama bilsinler, biriktiriyordur Fenerbahçe. Gün olur, dosyalar masaya konur.
Maça gelince… Zaten golle başladı Fenerbahçe. Üçüncü dakikada ilk atakta golü buldu. Sonra yağmura doymuş sahanın ağırlığı kramponların drenajı ile boşalana kadar birazcık duraklama dakikaları ve sonrasında olağanüstü bir Fenerbahçe baskısı vardı.

Boks maçı olsa hakemin sayması gerekirdi Rizespor’a… Tam anlamıyla grogi durumdaydı konuk takım. Mesela maçın bir 30-35 arası var; durmak bilmeyen sağlı sollu yumruklar yağıyor sanki. Fenerbahçe bastırıyor, şutu çekip pozisyonu tamamlıyor, dönen topu kazanıp gene bastırıyor. Çünkü her işi müthiş senkronize halde yapıyor. Aksayan yok, tekleyen yok, kaytaran yok.

Baskı yaparken Rizespor orta sahasını da kilitliyordu ev sahibi. Böylece ihtimaller içerisinde geçişleri başlamadan durduruyor, topu oldukça ivedi geri kazanıyor, saldırı tekrarlıyordu.
Hangi birini sayalım… Doğru bölgeleri dedektörle bulur gibi hisseden ve hep orada olan Fred, gol atmadığı vakit rakip stoperleri sırtına alıp Syzmanski’ye İrfan’a gol koridorları açan Dzeko, ustalığını tevazu ile gizleyerek ilkin takım için çalışan Tadic, en uygun uyumu yakalamak suretiyle olan Becao-Djiku tandemi, takımın motoru Ferdi, yandaş tarafınca sigaya çekilip reel formuna döndürülen İrfan Can, her rakibin kabusu Dzeko, en yaratıcı bek Osayi, hangi birini…

Ne yapsın ligin “başaltı” kategorisindeki Rizespor. Baskıyı, hızı seven, gol bölgelerine maksimum ve en kalabalık gidebilen İlhan Palut ekibi? Açıkçası, her devrede Fenerbahçe yarı sahasına birer kere gelebildiğine şükretti. Çünkü kaleden çıkmak Fenerbahçe’nin amansız baskısı yüzünden zor, orta saha kapalı, mecburen tercih edilen kanatlar çıkmaz sokak gibi işe yaramazdı. Çaresiz Rizespor, Fenerbahçe pozisyonlarını savundu durdu.

Farklı yenik oldu fakat Rizespor da Rizesporlular da Fenerbahçe ile “farkı ayrım edip” üzülmemeli. Bu Fenerbahçe, Aralık sonuna kadar oynayacağı maçlarda büyük ihtimalle 5-0’ı bile aşar.
Bravo Fenerbahçe, bravo İsmail Kartal… Futbol birikimi, seçimi, tercihi, oyun planı bir yana, Kartal’ın “bravosu” şahsi hümanist sükuneti ile zaferleri bile abartmadan ligin tansiyonunu dengelediği için en başta.

GÜÇLÜ OYUN, TAM ETKİi NET SKOR! / UZAY GÖKERMAN

Yaptıklarını dışarıdan izleyenlere oldukça kolaymışcasına gösterenler işlerinin reel uzmanıdırlar!
Bunun bu yolla farkında olmayanlar için tıkır tıkır işleyen seviye bunun yanı sıra bir yanılsama yaratır.
Üzerine daha huzurlu bir halde değerlendirme yapma cüreti gibi.
Futbolun yorumu son yıllarda bir ihtimal bilgisayarın da etkisiyle olmasından kolay bir oyunmuş gibi algılanır hale geldi.

Bilgisayar başındaki oyunlarda uzmanlaşanların bir yandan yorumculağa geçişini gözlemlerken öteki yandan mesele birkaç iyi aktarım ve bir iki taktik çerçevesine sıkıştırılır hale geldi.
“Futbol kolay bir oyundur!” ifadesiyle de birtakım zamanlar desteklenen bu yaklaşımın aslında asla de kolay olmadığı bilhassa işin sorumluluğuyla yüzleşildiğinde daha iyi anlaşıldı.
Çok fazla bileşen var.
Mesela Fenerbahçe geride bıraktığımız beş sezonda on ve üstü transferler yaparak iddialı bir halde girdi ve hepsinde de işler yolunda gitmedi.
İrfan Can…

3 sezondur bu formayı giyiyor asla bu sene gördüğümüz kadar etkili ve sonuca doğrudan katkıda olduğunu izlemiş miydik?
Demek öteki bir şey var.
Peki ne?
Bugün buna İsmail Kartal cevabı vermezsek yarın işler müspet ya da negatif değiştiğinde yorum yapmak için doğru mesnet bulamayız.
Fenerbahçe’yi herhalde oldukça uzun yıllardan beri böylesine etkili ve sonuca kolay giden bir dizi örgüsünde izlememiştik.

Birkaç hafta ilkin Fenerbahçe’nin öncelikli ihtiyacının “kazanma alışkanlığı oluşturmak” olduğunu konuşmuştuk. Bu hem takımının uyumunu artıran hem de yöntem direktörü kamuoyu önünde rahatlatan bir tesir olarak önemliydi.
7 Avrupa 7 Lig mücadelesinden 14 maçlık bir yengi serisi kurmak bir bakıma işte bunu elde etmiş oldu.
Fenerbahçe’nin görece iyi bir fikstür avantajını da eline geçirdiğini not edebiliriz.

Kasımpaşa, Hatayspor ve Pendikspor maçları Fenerbahçe’nin şu an girmiş olduğu seriyi daha ileri götürecek potansiyel karşılaşmalar olduğu oldukça açık.
Dün Fenerbahçe Rizespor karşılaşmasına aynı Başakşehir maçında olduğu gibi ön alan baskısı ve ivedi bir golle başladı.
İkinci golle beraber oyuncular rahatlayınca oyunun akışkanlığını devam ettirmek kolaylaştı.
Fenerbahçe’nin birbirinin aynısı goller atması bir anlamda bunların devamlı çalışıldığının ve belli bir plana bağlı bulunduğunun da göstergesiydi.

Szymanski’nin golü tam da buna bir örneğin verilebilir.
Bazen gene bir öteki yanılgı da oluşuyor; bilhassa oldukça değişik kazanılan maçlardan sonra rakibin gücü üstüne bir polemik yaratılıyor.
Sezonun hemen hemen oldukça başındayız; Rizespor öncekilerde olduğu gibi düşmeye aday mı yoksa İlhan Palut’un öteki takımlarda gösterdiği başarıyı tekrarlama potansiyelini içerisinde barındıran bir takım mi?
Bu Rizespor’un birkaç hafta ilkin Trabzon deplasmanından 3 puanla dönmesi bir ihtimal bizlere bir referans olabilir.

Kuşkusuz önümüzdeki haftalar hem Fenerbahçe’nin bu çıkışı hem de Rizespor karşısındaki futbolunun kendisinden mi yoksa rakipten mi kaynaklandığına dair bizlere oldukça daha yerleşik fikirler verecektir.
Ancak sahanın her yerinde oldukça etkili olan bir Fenerbahçe izledik.
Rakibine soluk aldırmazken, bütün oyunu 2. Ve 3. Bölümde oynadı ve kalesine yalnızca tek şut geldi.
İsmail’in merkezde ana pas istasyonu olarak önceki haftalarda kendsisine yöneltilen birtakım eleştirileri anladığını yayınlayan bir oyun oynadığını gördük. 116 defa topla buluşan futbolcu bunun 102’sini müspet kullanarak mühim bir tesir yarattı.
Diğer tarafta çift mücadelelerde Ferdi, Osayi, İsmail, Dzeko, İrfan Can rakibiyle kıyasıya boğuştular.
5-0 biten maçta hakem kararları konuşulur mu?

Bu maçı izlememiş olsam ve biri bana bunu söylese birazcık tebessüm edebilirim. Ama bir pozisyon var ki bunu futbol adına konuşmanın doğru olacağını düşünüyorum.
Fenerbahçe’nin attığı ve pozisyonlar öncesinde Osayi’nin topun eline çarptığı için iptal edilen golden laf ediyorum.
VAR burada müdahale etti ve golü iptal ettirdi.
Maçlar içerisinde buna benzer çoğu pozisyon oldu ve mühim bir kısmında oyun devam ederken buradaki problem neydi harbiden anlamaya çalışıyorum.
Yazarken pozisyon konuşmanın zorlukları olduğu için burada daha oldukça uzatmıyorum fakat buradaki takdir hakkınının iyi mi kullanıldığının doğru bir halde anlatılması gerekiyor ki bu oyunu takip edenler hem kuralı daha iyi öğrensinler hem de ileride benzer kararları daha iyi takip edebilsinler.
Yağmurlu bir güz İstanbul’unda hoş bir karşı karşıya gelme izledik.
Fenerbahçe izleyene keyif veren oldukça kuvvetli bir oyun oynuyor. İlerleyen maçlarda bu oyunun içerisindeki setleri konuşmaya başlayabiliriz.

 

Milliyet

Bir yanıt yazın

beylikdüzü escort