İzmir’in Kurtuluşu ne zaman? 9 Eylül 1922 İzmir’in Kuruluşu’nun önemi nedir?

Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir’e 9 Eylül 1922’de girmesiyle İzmir’in Kurtuluşu gerçekleşti. İzmir’in Kurtuluşu’nun sene dönümünde zamanı önemi araştırılıyor. Peki, İzmir’in Kurtuluşu ne zaman? 9 Eylül 1922 İzmir’in Kuruluşu’nun önemi nedir?

9 EYLÜL 1922 İZMİR’İN KURTULUŞU’NUN ÖNEMİ NEDİR?

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle düşmanın ana kuvvetlerini ortadan kaldıran Türk ordusu, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’in zamanı ”Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emriyle 9 Eylül 1922’de İzmir’in 3 sene 3 ay 24 gün devam eden işgaline son vererek, Lozan Barış Antlaşması’na uzanan tam bağımsızlığın yolunu açtı.

İzmir’in hasım işgalinden kurtuluşu, Birinci Dünya Savaşı sonunda, anlaşmazlık devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile işgal edilen Anadolu’nun kurtuluşunun simgesi oldu.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti ile 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladılar ve bu anlaşmaya dayanarak Anadolu’yu işgale başladılar. 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edildi. Türk milleti işgal hareketleri karşısında vatanını kurtarmak için 1919 senesinde yer yer direniş hareketlerini başlattı. Bu hareketler, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasıyla hızlıca merkezi bir mahiyet kazandı.

Bu süreçte arka arkaya kazanılan Birinci İnönü, İkinci İnönü, Aslıhanlar-Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebeleri ile yurdun kurtarılması yolunda mühim adımlar atıldı. 26 Ağustos 1922 sabahı dikkat ve hassas hazırlanan saldırı planı programa konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de meydana getirilen Büyük Taarruz, Türk İstiklâl Harbi’nin son safhasıdır. 30 Ağustos “Başkomutan Meydan Muharebesi” nde bigün içerisinde Yunan ordusunun en mühim kısmı etkisiz hale getirildi. Böylece net netice beş gün içerisinde elde edilen ve hazırlanan plan tam bir başarıyla uygulanmış oldu.

31 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi (ÇAKMAK), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İNÖNÜ) ordu komutanları Yakup Şevki (SUBAŞI) ve Nurettin Paşa’ları karargahını kurduğu Çalköy’ünde toplayarak, kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini ve İzmir ile dolaylarındaki güçleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini doğru bulduğunu belirtti.

1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir tebliğ yayımlayarak şu zamanı emrini verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha öteki meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve her insanın akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”. Böylece düşmanın akıbeti de belirlenmiş oldu. Çalköy’de verilen bu zamanı buyruk üstüne İzmir’de “Akdeniz”i, Mudanya’da “Marmara” yı görmek için 8-9 günlük bir vakit kâfi gelecekti.

31 Ağustos’ta başlayan amansız takip sonunda Türk kuvvetleri 2 Eylül’de yıkıntılar haline gelmiş Uşak’a girdi. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis tutsak edildi.

Takip Harekâtı insan üzeri bir hızla ilerledi. Türk askeri dinlenmek ve uyumak istemiyordu. Çünkü kurtardığı her kasabanın, köyün, şehrin Yunanlılar tarafınca yakıldığını, bölgedeki Türklerin de acımasızca katledildiğini görmekteydi.

9 Eylül günü 1 nci Kolordu Kemalpaşa’ya, 2 nci Kolordu Manisa’ya, 4 ncü Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzeyde Kazancıbayırı’nda Yunan mevzilerine saldırı eden 3 ncü Kolordumuz düşmanı atarak Bursa’ya ilerledi. Türk süvarileri üç yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının neşe göz yaşları arasında İzmir’e girdi. Türk bayrağı Hükümet Konağına ve Kadifekale’ye çekildi. Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. İzmir’de Türk halkının luğu o kadar büyüktü ki askerlerimiz çiçek yağmuru altında kaldı.

9 Eylül günü 3 ncü Kolordumuz Bursa’yı korumak için çaba sarfeden Yunan birliklerini geri atarak kenti kurtardı. Türk Ordusu’nun İzmir ve Bursa’yı alması üstüne Mustafa Kemal Paşa, millete bir beyanname yayınladı. Torbalı ve Menderes Vadisi’nden çekilen Yunan birlikleri, Seydiköy civarında kısa bir çarpışmadan sonra süvarilerimiz tarafınca tutsak alındı. 9 Eylül günü; Menemen yakılmadan kurtarıldı, Seydiköy Türk kuvvetlerinin eline geçti. Akıl almaz bir hızla ilerleyen piyade birlikleri de bigün sonra Başkomutan ile beraber İzmir’e gelmişti.

18 Eylül 1922 tarihine kadar meydana getirilen Takip Harekâtı ile tüm Batı Anadolu’daki Yunan askerleri sınırlarımız dışına çıkarıldı.

15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkıp, Anadolu’nun derhal yarısını salgın ederek, burada Yunan Asya İmparatorluğu’nu oluşturmak rüyasıyla üç seneyi aşkın bir müddet içerisinde anayurdumuza hücum eden hasım orduları, nihayet 18 Eylül 1922 gününde tek bir er kalmamak üzere vatanımızın bu bölgesinden tamamiyle temizlenmiş oldu.

Takip harekâtının başarılı bir şekilde netice vermesi yalnız Batı Anadolu’yu Yunanlılardan temizlemekten ibaret değildir. Türk ordusunun yapmış olduğu bu harekât ile, İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar hayati ehemmiyet taşıyan öteki stratejik hedefler de büyük bir ustalıkla İtilaf Devletleri’nin işgalinden, olaysız olarak ve sulh yoluyla kurtarıldı.

Takip Harekâtı; Türk ordusunun kahramanlığı yanısıra askeri ve siyasal alanda gösterdiği yüksek sevk ve yönetim ile beraber kudret ve yeteneğini de kanıtlama eden büyük bir eserdir.

Türk Ordusunun kazanılmış olduğu bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması’na giden süreci başlattı. Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı imzaladı. Böylece Türk milleti, varlığını tüm dünyaya kabul ettirmiş, Türk devleti de tam bağımsızlığını kazanmış oldu.

Bir yanıt yazın

beylikdüzü escort